Loading...

Nefesli sazlar grubuna ait olan Mey’in tarihsel ilk belgelerine yakın zamanlarda Mısırlılar döneminde rastlanmaktadır. Bunun nedeni kamışlı yapıya sahip olan enstrümanların dayanma gücünün kemik yapılı enstrümanlara göre daha zayıf olmasıdır.

Tarihçiler eski Mısırlıların kamışlı çalgılara Mait adı verdiklerini öngörmektedir. Özellikle dördüncü hanedanda kamışlı çalgıların hem uzun hem de kısa olan türlerine rastlanmıştır. Mey tarihçesi, bu aletin Mait veya Monaulos olarak adlandırılan çalgı aletleriyle ortak özelliklere sahip olduğunu gösterir. İngiliz tarihçi ve araştırmacı Picken, meyin antik çağlarda yaygın olarak kullanılan monaulos ile bir ilişkisinin olduğunu ve Azerbaycan’da balaban veya Gürcistan’da duduki diye geçen çalgı aletleriyle aynı anlama geldiğini bildirir. Dolayısıyla Evliya Çelebi’nin balabanı da aslında meydir.

Türklerde ise Meye ait en eski kaynaklara Maragalı Abdülkadir (1350 – 1435) sayesinde ulaşılmaktadır. Maragalı Abdülkadir bu çalgı aletinin yumuşak ve hazin bir sesi olduğunu bildirmiştir. Abdulkadir’den iki asır sonra Evliya Çelebi, yine benzer bir tanım kullanmıştır.

Kısacası, tarihi çok eski Helenistik Mısır’a dayanan mey, balaban, nay – ı balaban, balaman, nay, hiçkiriki, kuan, kyanpiri adı ile yaygınlaşmış, dünya medeniyetlerinin ortak bir çalgı aletidir.

Tüm gençlerimizi Akademik eğitim sistemi içerisinde ve Uzman eğitmenler eşliğinde  bu enstrümanı öğrenmeye Sugem’e bekleriz.